YANLIŞSIZ Öğür Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilgili açıklamalarda bulundu: (2)

YANLIŞSIZ Öğür Genel Komutan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Polat, Rusya’nın “hububat koridoru” anlaşmasını askıya alması ya bile bundan çekilmesinden nazik üzüntü duyduklarını belirterek, “Istek ediyoruz ve kâm ediyoruz ki yeniden bu kavil işlerlik kazansın. Bu hem bölgenin hem da insanlığın faydasına sonuçlar doğuran serencam adım nadir tıpkısı çabadır.” dedi.

Çelik, fırka genel merkezinde, Cumhur Reisi ve SELIM Fırka Umumi Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Tarz Yürütme Yerleşmiş (MYK) toplantısı bitmeme ederken matbuat toplantısı düzenledi.

Türkiye’nin bulunduğu bölgede terörü destekleyen siyasal projelerin olduğuna bel eden Çelik, terör örgütleriyle savaşım ederken politik projelerin bölgeye getirmeye çalıştığı felaketler ve milli güvenliğe dönük tehditlere bile tek kayıt altında izin etmeyeceklerini vurguladı.

Polat, acun genelindeki kimi yağız yaymaca merkezlerinin, mekanizmalarını eskisi büyüklüğünde harekete geçiremediklerini dile getirerek, “Çünkü burada mücadeleyi hem politik hem diplomatik hem ideolojik hem fiziki olarak veriyoruz hem bile bildirişim düzeyinde veriyoruz. Bilcümle bu alanların senkronize düzeyde ve dallı güllü duyum, kıvrak aynı terörle mücadeleyle desteklenmesi iri benzeri mücadele tablosu ortaya çıkarıyor.” diye niteleyerek konuştu.

Terör örgütünün bazı çevrelerden aldığı akılla ürettiği kara propagandaların Türkiye’nin içre fiyat bulmasının sıkılma donör olduğunu belirten Çelik, “Bunların bildirme önde gelenlerinden aynı tanesi, ‘Türk Silahlı Kuvvetlerine kimyevi silah kullanıyor’ iftirasının atılmasıdır. Bunun yegane kaynağı yıldırı örgütü amma yıldırı örgütünün bittabi benzeri yaymaca ağına erbap olduğunu dercetmek açısından Türkiye Nazik Kavim Meclisi’nin çatısı altında fariza işleyen birilerinden sivil topluluk örgütlerine büyüklüğünde, aynı yerlere büyüklüğünde bunun ansız gündeme sokulmaya çalışıldığını gördük.” ifadelerini kullandı.

“Nefret siyaseti, terörü mazeretli tavzih etmek üzere devreye sokuldu”

Çelik, dünyanın seçkin ordusuna “Kimyevi cebe kullanıyor” denilmesinin yer aheste suçlama olduğunun altını çizerek, şöyle bitmeme etti:

“Çünkü bu, insanlığa cebin mamul bir suçtur. Türk Silahlı Kuvvetleri kabilinden siviller üzerine, tarihi eserler üzerine hassasiyeti çokça yüksek olan bire bir orduya karşı bunu yaptığınız ahit, bu provokasyondur. Asıl burada, benzeri tiksinme siyasetinin, terörü meşrulaştırmak, terörü mazeretli yayımlamak üzere devreye sokulduğunu görüyorsunuz. Ondan sonraları üstelik bunun söylenmesinin her şekilde düşün hürriyetiyle ilgisi var mıydı, yok muydu diyerekten batıl tıpkı tartışma yapıyorlar.”

Birçok hekim ve hekimlerin oluşturduğu birliğin, Türk Tabipleri Birliği yerine yapılan bu açıklamayı reddettiğini dile getiren Çelik, “Nedeniyle bu alanın plüralist benzeri şekilde düzenlenmesi, bu alandaki inhisarcı yapıların, bu alanda müesses tekelci hegemonyaların kırılması bakımından bile bu düzenlemeleri hem o alanların demokratikleşmesi bakımından hem birlikte çoğulculaşması itibarıyla gündeme getireceğiz.” dedi.

Ömer Polat, talih genelinde Ekin ve Turizm Bakanlığınca hars festivalleri ve 29 Ekim’da Cumhuriyet Altını’i tesit etmek üzere bir nice etkinlik düzenlendiğini hatırlatarak, Diyarbakır’daki Talih Hars Festivali kapsamında 35 ayrımlı mekandaki 600’den fazla etkinlikte 2 bini aşkın sanatçının vatandaşlarla buluştuğunu söyledi.

Geçmişte “terör yolu” olarak nitelendirilen bazı yerlerin zaman “firez yolu, firez festivali yolu” haline gelmesinin, nereden nereye gelindiğini gösterdiğini vurgulayan Polat, “Hep bunların güvenliğini sağlayıcı polisimiz, jandarmamız, sınırın ötesindeki Silahlı Kuvvetlerimizin verdiği bu uğraş, terörün bu ülkeden sökülüp atılması üzerine ne kadar ense düzey noktaya geldiğimizi, Milli İstihbarat Teşkilatının yaptığı operasyonlarla burada hangi kadar şişman sonuçlar aldığımızı göstermektedir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Rastgele türlü uyarıya rağmen köylü itmelere bitmeme ediyorlar”

Çelik, Yunanistan’ın Ege’bile işlediği âdemiyet suçlarının bitmek bilmediğine dikkati çekerek, “Gelişigüzel soy uyarıya rağmen bu et kafalı itmelerle insanları ölüme, yaralanmaya ve Akdeniz’in sularında kaybolmaya akıllıca itmeye bitmeme ediyorlar. Son rakamlara baktığımızda 2020, 2021 ve 2022 yılında, Yunan kıyı asayiş güçlerinin Ege’üstelik 1671 kafasız itme vakasında, 46 bin göçmeni ansız ittiği yani 46 bin kişinin hayatını de isteye tehlikeye attığı görülmüştür.” bilgisini verdi.

Bunların, Avrupa’nın bilgisi dahilinde gerçekleşmesinin sıkılma verici olduğunu rapor fail Polat, “Frontex’in ve Palikarya yaka güvenliğinin ortaklaşa işlediği suçlar, insanlığa cebin işlenmiş yanlışlık kapsamındadır.” dedi.

Tahıl koridoru

Çelik, “hububat koridoru” anlaşmasının, yok yoksul ülkelerin açlıkla karşı karşıya kalmaması amacıyla hangi kadar nazik gaye ürettiğini hep dünyanın gördüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:

“Rusya bu anlaşmayı askıya aldığını ya de bundan çekildiğini tabir ediyor. Bundan şişman tartı duyduğumuzu göstermek isterim. Savunma Bakanlığımızın açıkladığına bakarak, İstanbul’daki bile eş güdüm merkezindeki Rus personel bibi görev yerlerinde duruyor. Heves ediyoruz ve talep ediyoruz ki yine bu itilaf işlerlik kazansın. Bu hem bölgenin hem üstelik insanlığın faydasına sonuçlar doğuran sonuç evre nadir aynı çabadır. Karadeniz tahıl girişimi 9 milyon metrik tondan aşkın gıdanın eksantrik insanlara ulaşmasını sağladı. Bu iradenin tüvana tutulmasını, serencam evre dirimlik ve maltalık kurtaran girişimin deli dolu olmasını dilek ediyoruz.”

” Ölçülü Doğu’bile DEAŞ’ın yaptığından bunların ne farkı var”

Yunanistan aracılığıyla Rodos’taki Garaz Reis Külliyesi’hangi yapılan saygısızlığı hatırlatan Polat, şöyle konuştu:

“Maalesef dizgesel tıpkı şekilde, şehitliklerimize kapik maması atılarak köpeklerin oraya yoğunlaşması ve bu şekilde şehitliklerimizin kötülük görmesi şeklinde birtakım sinsi yöntemler kullanıyorlar. Yunanistan’ı şehitliklerimize, tarihi mekanlarımıza, maneviyat merkezlerine ki bu insanlığın kuma mirasıdır, okkalı olmaya çağırma ediyoruz. Yani Ölçülü Doğu’de DEAŞ’ın yaptığından bunların hangi farkı var? Bu tarihi eserleri DEAŞ üstelik bu şekilde namevcut ediyor, bakıyorsunuz Yunanistan’ın çeşitli yerlerindeki otoriteler ayrımsız tavrı sergiliyor. Yunan hükümetinin bunlara ‘dur’ demesi gerekiyor. Avrupa’nın ortasında tarihi kitap fethetmek gibisinden benzeri barbarlık katiyen akseptans edilemez.”

Ömer Çelik, fırka olarak 4-5 Kasım’birlikte İstanbul’de “21. Yüzyılda Siyaset ve Bakir Açılımlar Forumu” gerçekleştireceklerini bildirerek, “Buna Sayın Cumhurbaşkanımız birlikte istişare yaparak katılacaklar. SELIM Fırka’nin iktidara gelişinin 20’nci yıl dönümünde ’21. Yüzyılda Yöntem ve Bakir Açılımlar’ başlığı altında türlü konuları tartışacağız. Dünyanın herhangi bir yerinden elçi var.” bilgisini paylaştı.

“Murafaa basmanın Sedir’i basmaktan bir farkı namevcut”

Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Çelik’e, Yalova Belediyesinde “zimmete mülk geçirilmesi” iddiasıyla açılan davanın duruşmasında kâh CHP’li milletvekillerinin tavrıyla CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu’nun “Erdoğan namzet olmamdan korkuyor” cümlesiyle ilişik değerlendirmesi soruldu.

“Duruşma basmanın Divan’i basmaktan benzeri farkı bulunmayan.” ifadesini kullanan Çelik, “Bu devletin asıl egemenlik alanlarına dönük iri aynı saygısızlıktır. Yani bu milletvekilleri empati yapsınlar, kendileri Divan kürsüsünde konuşurken birileri marifetiyle o Sedir’in basıldığını düşünsünler. Böylesine tıpkı safiha elbette akseptans edilemezse o vekillerin orada mahkemeye dönük bu saygısızlığı de akseptans edilemez.” değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, bu konunun Meclis’te bile değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Çünkü Divan üyelerinin, Türkiye Büyük Kavim Meclisi’ni piyes üzerine kâh standartlara uyması gerekiyor. Bu akıbet aşama agresif, şekilsiz, üslupsuz ayrımsız çizi olmuştur.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle ait bile Kılıçdaroğlu’nun adaylığını car etmesini beklediklerini dile getiren Polat, şunları kaydetti:

“Sayın Kılıçdaroğlu’na hatırlatmak isterim. Bizi ilgilendirmez, İngiltere’ye da gidiyormuş. Intihabat Türkiye’dahi yapılacak, haberi olsun. Yani seçimler Londra’da, Vaşington’dahi falan festekiz yapılmayacak, intihabat Türkiye’bile yapılacak. Dolayısıyla siyasetle ait hedefleri varsa onu gerçekleştirmenin yeri Türkiye.”

Küçük Asya Ajansının yayımladığı belgeleri tekrar tetkik önerisi

Çelik, Fransız şirketi Lafarge’ın terör örgütü DEAŞ’e yardım etme suçunu akseptans ettiği hatırlatılarak, ” PKK’evet yönelik destekleri üstelik biliniyor ancak daha itiraf edilmedi. Lafarge’nin terör örgütü destekleriyle ilgili neler ifham etmek istersiniz?” sorusu üzerine, bunu kendilerinin üstelik tayin ettiklerini anımsattı.

PKK’nın Suriye kolu PYD/ YPG’nin kimi güya karargahının efdal tıpkı yapım tekniği ile direkt Lafarge vasıtasıyla yapıldığının ortaya çıktığını dile getiren Çelik, sonrasında DEAŞ ile ait iddiaların ortaya çıktığını söyledi.

Polat, “Biliyorsunuz Rum Ajansımız, bunların DEAŞ’a verdiği desteklerin belgelerini yayımladı. Hep matbuat mensubu arkadaşlara, Rum Ajansının yayımladığı belgeleri yeniden incelemelerini öneririm.” ifadelerini kulandı.

ABD’birlikte görülen davada, firma yetkililerinin DEAŞ yıldırı örgütüne destek verdiklerini açıkladıklarını ve ödence ödeyeceklerini dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Böylesine utanç donör benzeri molekül türlü mi? DEAŞ ile aracısız ahşa göğüse mücadele ediyoruz. Fransa Heybet Başkanı, Fransa hükümet yetkilileri, PKK/YPG terör örgütüne cebin mücadelemizi, ‘DEAŞ ile mücadeleyi zayıflatıyor’ diyerek tıpkısı derinti açıklamada bulundular. Kendi istihbaratının bilgisi dahilinde Fransız Lafarge firmasının DEAŞ’a bindi verdiği ortaya çıkıyor. Bu büyüklüğünde kanıt ortalıkta dolaşıyor. Bibi Macron hükümetinden tıpkı izah namevcut. Bu doğrusu Fransa iç siyasetinde dahi tartışılıyor ve eleştiriliyor. Fransız hükümetinin, Türkiye’nin PKK/PYD/YPG ile mücadelesini kritik etmek adına özlük otoritelerinin bilgisi dahilinde firmanın (Lafarge) DEAŞ ve YPG yıldırı örgütüne verdiği destekler üstüne tıpkı açıklama yapması gerekir.”

“Hayata geçene ve somutlaşana büyüklüğünde ehliyetli bulmuyoruz”

İsveç Dışişleri Bakanı’nın bakir hükümetin YPG terör örgütüyle yanında durma kabil bir politikasının olmadığını ve Madrid’da yapılan üçgen mutabakatı hemencek hayata geçirecekleri yönündeki açıklamasına ilgili görüşü sorulan Çelik, şöyle konuştu:

“Açıklamaları tabii ki hayata geçene ve somutlaşana kadar tam bulmuyoruz. Zira tığ Avrupalı dostlarımızdan yıldırı konusunda çokça meze, çokça yüksek ifadeler, haddinden fazla can alıcı esaslı ifadeler, çokça hazır, çok bedii ifadeler duyduk ama belirgi itibarıyla o ülkelerin sokaklarında terör örgütlerinin eylemleri hepimizin şahit olduğu eylemler, onların televizyonlarında terör örgütünün propagandaları, hepimizin tanık olduğu programlar namına ortaya imdi. Başkaca yakın zamana büyüklüğünde terör örgütü ile iltisaklı kişilerin ağırbaşlı şekilde Avrupa Parlamentosu’na girip çıktığını da tabir ettik ve buna da itiraz ettik. Nedeniyle İsveç’in bu açıklamaları dolgunca ama hayata geçene kadar yeterli değil. Hayata geçmesini bekliyoruz. Mutabakatla ilgilendiren konular hayata geçtikten sonraları, vacip yasalı düzenlemeler yapıldıktan sonra doğrusu tıpkı maslahat kalmayacaktır.”

Polat, Şişman Irtibat Partisi Umumi Başkanı Mustafa Destici’nin siyasal partilere Hazne yardımının kaldırılması ve HDP’ye sunulan yardıma hazırlık konulması üzere hem Yargıtay Cumhuriyet Altını Başsavcılığına hem de Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacakları yönündeki açıklamasına ilgilendiren görüşünün sorulması üstüne, Kaynak yardımının dünyanın herhangi bir tarafında demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasal partilerin güçlenmesi ve onların faaliyetlerini abat yapabilmeleri, siyaset alanının korunması için üretildiğini anlattı.

Teröre destek veren yahut verilen Hazne yardımını amacı dışında ve anayasal düzene cebin kullanan herhangi bir siyasi parti söz konusu olduğunda buna mahkemelerin karar vereceğine belirten Çelik, şunları kaydetti:

“Biz doğrusu bu konudaki siyasal eleştirilerimizi bitmeme ettiriyoruz. Burada Kanunuesasi Mahkemesinin Hazne yardımını kesmekten bambaşka alanlara büyüklüğünde ayrımsız tedbir paketi aplikasyon yelpazesi vardır. Zımnında hep bunlar kendi içerisinde mantıklı tutarlı bir şekilde düzenlenmiştir. Bittabi ki siyasal hareketlilik özgürlüğünü teminat altına algı donanımlara ihtiyaç vardır, bire bir zamanda birlikte bunun amacı dışında kullanılması, örneğin yıldırı gibi kimi iltisaklı durumlarda kullanılmasında, onu üstelik engelleyecek mekanizmalar, hukukumuzda mevcuttur.”

(Bitti)

Share: