Kılıçdaroğlu: Bulmuş Selim Tümen Milletvekillerini, Bana Oradan Düz Okuyor. Sen Ki, Vadi Idrak Etmek Kim. Kayran Okuyorsan Karşıma Çık

Vukuf: TAMER ARDIL ERŞİN – Kamera: KEMAL SEVİNDİRCİ

CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben, “Güzeşte söyledim; ‘Akşam bekliyorum, hangi televizyonda istiyorsan, senin dünya büyüklüğünde taraftar televizyonun var, o televizyonlara çıkalım’. Amma karşıma çıkmaya cesurluk edemiyor. Bulmuş AK Parti milletvekillerini, bana oradan yer okuyor. Sen kim, vadi kavzamak kim. Düzlük okuyorsan karşıma çık. Yiğitler gibi, aslanlar kabilinden ‘Çıkacağım’ diyeceksin, o ant ego diyeceğim ki ‘Helal olsun, buyurmak kim karşıma çıkabiliyor’. Gelsin. Sen orduyla gel, orduyla. Ayrımsız güruh adamın var böyle, benzeri derinti beslemen var, aynı derinti oligarkın var senin, onlarla bile gel, tek korkmam. Verilmeyecek hesabımız yoktur. Eğer bir adisyon verilecekse ego hesabımı milletime veririm, o kadar” dedi.

Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, bugün bir sekans temasta olmak üzere zaman geldiği Tokat’ta, yurttaşlar tarafında “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” sloganlarıyla karşılandı. Kılıçdaroğlu, bu slogana, “Benim umudum de sizlersiniz, bu ülkenin insanları, bu ülkenin gençleri” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, kendisini karşılamaya gelenlere şöyle seslenme etti:

” Türkiye’nin zarfında bulunduğu buut alımlı çalımlı değil. Herkes kafasında kısık aynı sorun taşıyor, ‘ne olacak’ diye niteleyerek bekliyor. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılmasını istemem. Sağımızda solumuzda esnaf kardeşlerim var, vatandaşıyla aksata kurması, Kardeş Evran geleneğini sürdürmesi lazım. Herkesin kazandığı, herkesin cebin teri döktüğü bir Türkiye, iyicene benzeri Türkiye’dir. O Türkiye’de fakat huzur kabil. Ama esnafa vermiyorlar, çiftçiye vermiyorlar, emekliye vermiyorlar, işçiye vermiyorlar, Muhammes Çetelere veriyorlar. O Beşli Çetelerden türe etmedikleri paraların tamamını alacağım, esnafa vereceğim.

“BEN EZİLENLERİN, GARİBANLARIN, İŞSİZLERİN, ESNAFIN, ÇİFTÇİNİN, EMEKLİNİN, SANAYİCİNİN ADAMIYIM”

Başka yerlerde söylüyorum, burada dahi söylüyorum; ego esnafın, çiftçinin, emeklinin, işçinin, tarlada çalışanın, karı kadının, herkesin ama herkesin karşı terine değer veren birisiyim. Beni şöyle tanımlayın. ‘Ey Kılıçdaroğlu, sen kimin adamısın?’ Ben de diyorum ki ‘Ben ezilenlerin, garibanların, işsizlerin, esnafın, çiftçinin, emeklinin, sanayicinin adamıyım’. Ben, Kentet Çetelere hizmet fail birisi değilim, bunu herkesin bilmesini isterim.

“ONLAR, İDLİB’DE 33 ASKERİMİZ ŞEHİT OLDUĞUNDA O ŞEHİTLERİN HAKKINI SORAMADILAR, KOŞA KOŞA PUTİN’İN AYAĞINA GİTTİLER”

Antrparantez bunlar, kendilerine ‘Tığ milliyetçiyiz’ diyorlar. Bizim nasyonalizm anlayışımızla bunların milliyetçilik anlayışı beyninde siyahla parafin büyüklüğünde fark var. Bizim milliyetçiliğimiz vatanseverliktir, bayrağımızı sevmektir, herkesin kimliğine, herkesin inancına, yaşam tarzına tevakki etmek göstermektir. Bizim milliyetçiliğimiz, Türkiye’nin itibarını ve çıkarlarını korumaktır. Onlar, İdlib’dahi 33 askerimiz martir olduğunda o şehitlerin hakkını soramadılar, çift koşa Putin’in ayağına gittiler, ‘Ben ettim sen etme’ dediler. Biz bunu yapmayız.

Askeri hastanelerin tamamını kapattılar. Dünyada hastanesi olmayan bir tane ordu Türk Silahlı Kuvvetleri. O hastaneleri, GATA karışma tamamını alacağız, Allah yıldız değer iktidar olduğumuzda, bire bir hafta içre majör ordumuza teslim edeceğiz. Yetmedi, koca ordumuzun elinden Tank Tırtıl Fabrikası’nı aldılar, götürdüler Katarlılara verdiler, yandaşlara verdiler. Zat ordusundan Tank Palet Fabrikası’nı alıp yabancılara teslim edenlerden hem hesabını soracağız hem bile o fabrikayı alacağız, gene ordumuza doğrulama edeceğiz. Bir hafta süresince yapacağız bunu, tek kimesne keder etmesin.

“MİLLİYETÇİLİK, VATANSEVERLİKTİR, BAYRAĞINA SAHİP ÇIKMAK DEMEKTİR”

Milliyetçilik, vatanseverliktir dedim. Ulusçuluk, toprağına ehil çıkmaktır dedim. Süleyman Şah Türbesi’ni toprağımızdan, yani vatanımızdan bayrağımızı indirdik, Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdık. Zat toprağından kaçtılar, öz bayrağını indirdiler. Tanrı şans ederse Millet İttifakı yerine geleceğiz, Süleyman Şah Türbesi’ni yeniden toprağımıza götüreceğiz, bayrağımız orada yeniden dalgalanacak. Bunu şunun için anlatıyorum; bilcümle CHP’yi suçluyorlar, celi ve açık söylüyorum, onların yüzüne söylüyorum, ama onlar başka yerlerde başka şeyler ifade ediyorlar. Ulusalcılık, vatanseverliktir. Bayrağına erbap geçmek demektir. Ordusuna, düzenlilik güçlerine erbap çıkmak demektir. Türkiye’nin itibarına topluluk çıkmak demektir. Tokat’ta ateş parçası benzeri nasyonalizm damarının olduğunu biliyorum, onun için bunu açıklıyorum. Siz kim, nasyonalizm kim?

“BİZ ŞU ANDA AVRUPA’NIN ARZ TEHLIKELI VE SUNMA PAHALI İNTERNETİNİ KULLANIYORUZ”

Aldılar Türk Telekom’u, Hariri Ailesi’ne verdiler. Nasıl gitti? Bizim bankalardan krediyi çektiler, aldılar, götürdüler, yatırdılar. Türk Telekom’un binalarını sattılar, bakır kablolarını sattılar, inşaatlarını sattılar. Peşi Sıra namus borcu ödemeye gelince ‘Alın sizin olsun’ dediler, ‘borçlar bile sizin olsun’ dediler. Tığ, şu anda Avrupa’nın sunu bati ve yer fiyatlı internetini kullanıyoruz. Maliyeti bu oldu. Zararı bizim sırtımıza, yine milletin sırtına yıktılar. Mösyö Kemal buna alın sessiz mi kalacak? Kalır mıyım? Bu milletin hakkını ve hukukunu aramak zorundayım.

“OĞLUN PARA GÖNDERECEK, MİLYON DOLARLARI AMERİKA’YA GÖNDERECEK; SENİN KIZIN DA O PARALARI ALACAK, GÖKTIRMALAYAN YAPACAK VE ERKEK EKSIKSIZLIK BUNU SEYREDECEK, ANCA Mİ?”

Esnaf kardeşlerim, beni dinleyin. Allah nasip şayan, Kavim İttifakı yerine iktidara geldiğimizde, önceki bir hafta içinde esnafın ve çiftçilerin lazım bankalardan gerek tarım itimat kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini aynı hafta içinde sileceğiz. Kâfi, kenef ettiniz esnafı, çiftçiyi. Çiftçiyi toprağa küstürdünüz. Baştan ama yeniden sunturlu, ahlaklı bire bir Türkiye’yi düz yazı edeceğiz. Politika, çökertme doldurma sanatı değildir, köşeyi imla sanatı değildir. Siyasete girdiğim ahit öz para varlığımı kişi genel ağ siteme koydum. ‘Mal varlığım budur; alacağım, borcum budur’ dedim. Amma sordum, ‘Sizin dünyalık varlığınız nedir’ diye niteleyerek. Buradan oğlun mal gönderecek, milyon dolarları Amerika’ya gönderecek; senin kızın de o paraları takanak, gökdelen yapacak ve Bay Kemal bunu seyredecek, öyle mi? Hayır. O paraların tamamını Türkiye’ye getireceğim, esnafa ve çiftçiye vereceğim.

“DEVLETİN DİNİ ADALETTİR, ADALETİN OLMADIĞI YERDE HEYBET IMKÂNSIZ”

Devletin dini adalettir, adaletin olmadığı yerde cesamet olmaz. Izzet liyakatle yönetilir, ahlakla yönetilir, erdemle yönetilir. Azamet vukuf ile yönetilir. Içtimai heybet görünmek zorundadır. Fakirin fukaranın yanındaki devlet, içtimai devlettir. Bunu yapmazsanız devleti büyütemezsiniz, devlete yürek duyamazsınız. Dolayısıyla türe devletin dinidir ve adaleti seçmek zorundadır. Adaleti sağlayacağım, hiç kimesne keder etmesin. Liyakati bile sağlayacağım, işi ehline vereceğiz. Bizim inancımızda dahi vardır zaten bu işi ehline atfetmek, işi ehline boşlamak. Siz, Türk bayrağını hile etsin diye niteleyerek, idrak düz adamı şüphesiz sefirikebir tayin edersiniz? O rüşvetçi büyükelçilerin tamamını kalın kafalı çağıracağız, tamamını alacağız. Rüşvetçi biri, Türkiye Cumhuriyeti bayrağını piyes edemez.

“ERDOĞAN’A MEYDAN OKUYORUM. YÜREĞİN VARSA, CESARETİN VARSA, HESAP VERİLECEK HİÇBİR ŞEYİN YOKSA GELİRSİN”

Bakınız, bilcümle demokrasilerde erk ve uymazlık partilerinin genel başkanları bu arada televizyonlara çıkarlar. Vaktiyle üstelik böyleydi; rahmetlik Ecevit, Turgut Özal, Süleyman Demirel hepsi çıkarlardı beraber, sivilize insanlar kabil, gazeteciler istifham sorar, bunlar da yanıt verirlerdi. Demin benden kaçıyor, çıkmıyor karşıma. Esbak Osmaniye’den saha okudum, demin Tokat’tan, esnafın arasından, vatandaşların huzurunda yeniden Erdoğan’a yer okuyorum. Yüreğin varsa, cesaretin varsa, adisyon verilecek hiçbir şeyin yoksa gelirsin karşıma. Devletin hep imkanları elinde; sen istersen tek başına, istiyorsan bakanlarını şike, istiyorsan danışmanlarını şike, umu edersen promterını üstelik şike, vallahi billahi yegâne başıma çıkacağım.

“BULMUŞ SELIM PARTİ MİLLETVEKİLLERİNİ, BANA ORADAN MEYDAN OKUYOR. SEN KİM, YER IDRAK ETMEK KİM. YER OKUYORSAN KARŞIMA ÇIK”

Güzeşte söyledim; ‘Akşam bekliyorum, hangi televizyonda istiyorsan, senin acun büyüklüğünde yandaş televizyonun var, o televizyonlara çıkalım’. Amma karşıma çıkmaya cesurluk edemiyor. Bulmuş DÜRÜST Fırka milletvekillerini, bana oradan düzlük okuyor. Sen ki, vadi intikal etmek ki. Düz okuyorsan karşıma çık. Yiğitler kadar, aslanlar kabilinden ‘Çıkacağım’ diyeceksin, o zaman ben diyeceğim ki ‘Helal olsun, demek ki karşıma çıkabiliyor’. Gelsin. Sen orduyla gel, orduyla. Bire Bir derinti adamın var böyle, bire bir derinti beslemen var, aynı derinti oligarkın var senin, onlarla birlikte gel; tek korkmam. Verilmeyecek hesabımız yoktur. Eğer tıpkı adisyon verilecekse ego hesabımı milletime veririm, o büyüklüğünde.

“TOKATLI KARDEŞLERİM, SİZLERE SORUYORUM; SİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNDE YABANCI ASKERLERİ İSTİYOR MUSUNUZ, İSTEMİYOR MUSUNUZ”

Tek zaman tek hükümran güçlükle karşısında tığ eğilmeyiz, Kuvayı Milliyeciyiz biz. Ama onlar, 3-5 kuruş servet üzere Türkiye’deki adaleti sattılar. Türkiye’nin itibarını satıyorlar. Suriye tezkeresine ‘ret’ verdik, bağırdılar sağda solda, ‘Vay efendim bunlar yıldırı örgütüne destek veriyorlar, o nedenle Suriye tezkeresine faydalı dediler’ diyerek. Tokatlı kardeşlerim, sizlere soruyorum; siz Türkiye Cumhuriyeti devletinde yabancı askerleri istiyor musunuz, istemiyor musunuz? İsteyen halk kaldırsın Cenabıhak aşkına. Biz dahi öyle yaptık, ‘Öz ülkemizde yabancı çeri postalı istemiyoruz’ dedik. O nedenle tezkereye ‘yarayışlı’ oyu verdik. Beni üzen da ne biliyor musunuz? Milliyetçiyim diye niteleyerek çalım atıyorlar etrafta, ayrımsız partinin adı de milliyetsever, hangi milliyetçiliği kardeşim? Bu ülkede terörle mücadeleyi bizim askerimiz, polisimiz yapıyor. 35-40 yıldır bizim askerimiz, güvenlik güçlerimiz terörle uğraş edecek, sen gideceksin yabancı askerleri Türkiye’ye nida edeceksin, buna da Bay Eksiksizlik ‘peki’ diyecek, anca mi? O zaman olanaksiz, o ant adımız Bay Kemal imkânsiz.

“ŞAYET TÜRKİYE’DE TEMİZ SİYASET İSTİYORSANIZ, AHLAKLI SİYASET İSTİYORSANIZ, SİYASETE GİRENLERİN DEVLETİ HORTUMLAMASINI İSTEMİYORSANIZ O ZAMAN BİZE KATILIN”

Biz Kuvayı Milliyeciyiz. Hiç kimse endişe etmesin, ülkemize huzuru, barışı getireceğiz. Kamplaşmayı, kavgayı bitireceğiz. Etiket üzerinden siyaseti bitireceğiz. Dirim tarzı üzerinden siyaseti bitireceğiz. Siyasetin konusu adamın kimliği mi? Kim asıl babasını latif hakkına sahip? O ahit etiket, yöntem konusu olanaksiz. Sen bak; esnaf, rençper kazanıyor mu? Asıl, ata kızını, oğlunu göndermiş, üniversiteyi bitirmiş, aylardır işsiz geziyor; siyasetin konusu bu. Buradan çıkardık kamplaşma, kavga; siyaseti bunun üzerine düz yazı ediyorlar. Buradan Türkiye’yi sezmek zorundayız. O nedenle size ayrımsız çağrım; şayet Türkiye’dahi akman yöntem istiyorsanız, ahlaklı siyasa istiyorsanız, siyasete girenlerin devleti hortumlamasını istemiyorsanız o ahit bize katılın, bulutsuz ve açık söylüyorum, Türkiye’yi modern uygarlığa baştan ulaştıralım. Bize katılın, maraba kazansın, zor kazansın, işçi kazansın, sanayici kazansın. Beşli Çetelerin başına ne gelecek hep acun görsün.

“BİRLİKTE TÜRKİYE’Yİ AYDINLIĞA ÇIKARACAĞIZ”

İnşallah esnaf kardeşlerimize tıpkı sayrılık vermemişizdir, onlar şayet tasalı oldularsa onlardan birlikte kusur dilerim. Bakın, on paralık kimseyi taciz etmek istemem, herkesin yaşayış süresince evine dönmesini isterim. Herhangi Bir evde huzurun, bereketin olmasını isterim. Komşular birbirlerine gelip gitsinler isterim. Kullanılmamış benzeri anlayışı siyasete getireceğiz. Şeş siyasi parti, uğraş etmeden bir aradayız. Türkiye güzelleşsin diyerek bire bir aradayız. Gelişigüzel birimiz ayrı partiyiz peki ama seçkin birimiz demokrasiyi istiyoruz, güzellik istiyoruz; ekonomide büyümeyi, pahalılık belasından kurutulmayı istiyoruz. Türkiye’ye her birimiz dirlik vermek istiyoruz. Diyorlar ki ‘Altı fırka aynı arada’. Olur tıpkı arada, bilcümle bu arada, birlikte Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız.”

Share: