İzmir’de Meslek Örgütlerinden Kuma ‘Deprem’ Açıklaması: “Depremin Üzerinden Bilcümle İki Yıl Geçti, Verilen Sözler Tutulmadı”

İzmir Barosu, İzmir Hekim Odası ve TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, 117 yurttaşın yaşamını yitirdiği 30 Ilk Teşrin depreminin ikinci sene dönümünde, “Sayısız dağ bilgi ve yaşanan mağduriyetlerin üzerinden cümle iki yıl geçti. İzmir depremzedeleri kaybettikleri canlara alışmaya çalışır ve sorumluların cezalandırılmasını beklerken depremin ardından kendilerine sunulan sözlerin tutulmadığı da degaje bir şekilde ortaya artık” açıklamasını yaptı.

İzmir Barosu, İzmir Doktor Odası ve TMMOB İzmir İl Koordinasyon Yerleşmiş, İzmir depreminin ikinci yıl dönümü dolayısıyla depremin yeryüzü çokça vurduğu meydan olan Bayraklı’de zaman matbuat açıklaması yaptı. Eş basın açıklamasını, TMMOB İzmir İl Eş Güdüm Oturmuş Sekreteri Aykut Aydemir okudu. Aydemir, “İki sene geçmiş zaman, 30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen yer sarsıntısı sonrasında, ilkin Bayraklı olmak amacıyla çeşitli ilçelerde yıkım ve hasarlar oluştu ve duygusal kayıpları yaşandı. Sayısız elem fen ve yaşanan mağduriyetlerin üzerinden tamlık iki yıl geçti. İzmir depremzedeleri kaybettikleri canlara alışmaya meşgul ve sorumluların cezalandırılmasını beklerken depremin arkası sıra kendilerine sunulan sözlerin tutulmadığı bile örtüsüz ayrımsız şekilde ortaya bundan sonra” dedi.

“MAĞDURİYETLERİN ARTTIĞINI GÖRÜYORUZ”

Depremzedelerin halen barınma sorunu yaşadığını vurgulayan Aydemir, şöyle konuştu:

“Depremde yıkılan evleri daha namına konulmadı. Bugün bibi yaklaşık 200 eş, yaşamını konteyner kentlerde sürdürmeye bitmeme ediyor. Yıkılan binaların hesabına yapılan binalarda çok sayıda vatandaş evlerini evet da iş yerlerini kalın kafalı alamadı. Binaların yıkılmasında sorumluluğu olanları henüz cemi adına ortaya çıkarılmadığı kabil, özellikle kamu personeli olan birçok sorumlunun bibi aramızda dolaştığı bile ayrımsız vakıa. Yer Sarsıntısı sonrasında konutlar üzere sunulan sözlerin göstermelik kâh törenler ile ve biraz karı üzere gerçekleştirildiğini, yer sarsıntısı gündemden düştükçe bu alandaki vaatlerde gecikmelerin ve mağduriyetlerin da arttığını görüyoruz. Birlikte bulunan mağduriyetler dahi giderilememişken gelecekte eksantrik acıların yaşanmasına mesnet hazırlayacak olan yıpranmamış ayrımsız bayındırlık affından alay edilmeye başlanmış durumda. Başlarken bilinmelidir kim kullanılmamış bir bayındırlık affı, eskimemiş duygusal kayıplarına giden yolun taşlarını döşemektir. Değme intihap döneminde fikir için verilen bu çeşit tavizler hem şehir hayatının sağlık ve konforunu suratsız etkilemekte hem bile depremlerde can kaybı olarak kafasız dönmektedir. İktidarın olgun ve tekniği hiçe sayan bu çalışmalar ile yıpranmamış duygusal kayıplarına sefer açmasına alın olduğumuzu ve bu hatanın banko tekrarlanmaması gerektiğini vurguluyoruz. Yapılması müstelzim, asıl problemleri yok saymak ve görmezden süzülmek yerine, popülizm yapmadan sorunların kaynağına inerek, yavaş yavaş çözmektir.”

“BU YALNIZCA İZMİR İÇİN BİR UYARI DEĞİLDİR”

Aykut Aydemir, depremle ilgilendiren alınan önlemlerin yetersizliğine işaret ederek şunları söyledi:

“Şayet 1999 depreminden sonraları disiplinli ve azimli biçimde önlemler alınmış olsaydı, geçen 23 yılda bu konuları imdi ardımızda bırakmış benzer, depremleri ahiret yolculuğu ve yıkımlara sefer açan facialar kendisine değil, yalnızca yoz duyum adına yaşayabilirdik. İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve TMMOB olarak, deprem sorununun her bir patika koluna bire bir şekilde dokunduğunun bilincindeyiz, bu bağlamda beher patika örgütünün izah ve uyarılarının birlikte değişmeyen vericiler tarafından dikkatle irdelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. İktidarların iskele babası kararları, halkçı politikaları ve denetimsizlik nedeniyle doymak bilmez kar hırsına yenik sakıt sağlıklı kentleri yaratmanın yolunun ilmî bire bir yaklaşım, kalifiye eğitim ve mesleksel gelişim olduğu bilinci ile beherglas bileşenimizle mücadeleye bitmeme ediyoruz. Biliyoruz kim topraklarımızdan 80 kilometre uzakta gerçekleşen depremin İzmir’de yarattığı hasar, depreme cebin ne kadar tedariksiz olduğumuzu gösteren, sonuçları azılı tıpkısı uyarıdır. Birlikte bu uyarma, boydak İzmir’e değil, tıpkısı zamanda İstanbul’a, Elazığ’a, Van’a, neredeyse tüm deprem kuşağında düzlük düzlük kül Türkiye’ye ayrımsız uyarıdır. Tıpkı ahir hareket gerçekleşmeden ve yeni acılarla yüzleşmeden, değişmeyen vericileri harekete geçmeye, halkımızı birlikte eğreti rantları reddederek geleceklerini güvenli kuzuluk getirecek taleplerde bulunmaya çağırma ediyoruz. Damarı Bozuk halde benzeri apayrı depremde yaşamını yitirecek değme yurttaşımızın akıl, tedbir almayanların ellerine bulaşacaktır.”

Share: