Yeniden tanıdık Adnan Oktar birleştirme cürüm örgütü davasında mütalaaya karşı beyanlar alındı

Adnan Oktar silahlı yanlışlık örgütüne yönelik yargılamada, hükmün istinaf aracılığıyla usulden bozulmasının peşi sıra 72’si mevkuf 215 sanığın baştan yargılandığı davada sanıkların mütalaaya alın beyanlarının alınmasına devam edildi.

İstanbul 30. Yoğun Ceza Mahkemesince Marmara Mahpushane karşısındaki salonda tanıdık davanın duruşmasına Adnan Oktar’ın birlikte aralarında bulunduğu bazen tutuklu sanıklar ile tutuksuz sanıklardan bire bir kısmı ve avukatları katıldı.

Sanıkların anne hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarının alınmasına devam edildi.

Tutuksuz sanıklardan Felç Pamir, bu davanın Oktar’ı yalnızlaştırma, kendilerini tevzi planı olduğunu öne sürdü. Pamir, “Adnan Mir ve mevkuf arkadaşlarımın tahliyesini benim ve birlik arkadaşlarımın beraatini istiyorum.” dedi.

Bir sair tutuksuz maznun Aslı Efeoğlu, Adnan Oktar’a çokça ayar verdiğini belirterek “Ona ömür boyu vefa borcum var, hakeza iyice alımlı çalımlı benzeri hayata heveslendirme ettiği üzere. Bizim tıpkısı arada bulunma sebebimiz cürüm gitmek değil. Mülk, mülk, hayat, karar benim. Buna bir cürüm yüklenemez.” diye niteleyerek konuştu.

Tutuksuz sanıklardan Aslıhan Hantal de hem bu dünyada hem ahirette Oktar’ı bırakmayacağını anlatım ederek arkadaşları ile kendisinin beraatlerini irade etti.

Mütalaaya alın beyanda bulunan tutuksuz sanıklardan Önsezi Altınok, mütalaayı akseptans etmediğini dile getirerek “Bu dosyada buyuru fesadına yakalanmış yegâne bire bir koca yok ama bunu inatla gündemde sancımak istiyorlar. Zira Adnan Komutan’e olan sevgiye hasetten.” ifadesini kullandı.

Tutuksuz maznun Rıdvan Kuş, mütalaanın içinin abes olduğunu öne sürerek “Teşkilat propagandası yaptığımız söyleniyor amma kimse hakkında yaymaca yapmadık. Adnan ağabeyime yakın olduğum için Allah’a şükrediyorum. Yayınlara çıktığımızdan bahsediliyor, o yayınlarda neler yapılmış ona bakılmalı.” şeklinde konuştu.

Duruşma, yarına ertelendi.

Mütalaadan

Duruşma savcısı eliyle 19 Eylül’de hazırlanan 445 sayfalık mütalaada sergerde Oktar’ın 1994 yılında örgütün dışarıya açılması yönünde mir verdiği bildirildi.

İmkanı olanların iş kurması, gelişim kuramayanların ise aksiyon bulmaları ve kazandıkları paraları örgüte “infak” adı altında getirmeleri talimatlarının iletildiği anlatılan mütalaada, yapılan harcamalara ilgili teşekkül liderinin sürekli bilgilendirildiği ve örgüt içinde tamlık harcamaların sonuç kararının teşekkül lideri aracılığıyla verildiği belirtildi.

Silahlı yıldırı örgütü FETÖ ile Adnan Oktar Silahlı Cürüm Örgütü’nün az çok benzer saiklerle akıntı ederek insanların dini hassasiyetlerini manipüle ettikleri bilgisine düzlük sunulan mütalaada, dönemin politik ve içtimai koşullarına bakarak söyleyiş geliştirdikleri ve faaliyetlerini buna bakarak tertip ettikleri vurgulandı.

Mütalaada, sanıkların, Akkuyu Çekirdeksel Santralci Projesi, Suriye politikaları ve Türkiye- Rusya’yı ilişik istihbari konularda hikmet çokluk, ayrılan teşkilat üyelerinin yumruk durumda bırakılmaları amacıyla FETÖ’cü olduklarına ilgili yabancı ihsas birimlerine bilgi verilmesi şeklindeki eylemlerde bulundukları aktarıldı.

Etkin nedamet hükümlerinden takip etmek talip maznun ve katılanların beyanlarına göre teşkilat lideri sanık Adnan Oktar’ın hele eş teşkilat mensuplarına yönelik “bakışını beğenmediği, hatalı hitap ettiği, namına itiraz ettiği/cebin çıktığı” kadar sebeplerle sövme ve hakaret muhtevalı sözler kullanarak veya darbedip ruh bilimsel ve fiziki hüküm uyguladığı anlatılan mütalaada, Oktar’ın ayrıca örgüt üyelerinin terbiye kabul etme hakkını engellediği bildirildi.

Mütalaada, Oktar’ın ayrıca sistematik şekilde örgüt mensuplarına seksüel istismarda bulunduğu, teşkilat üyelerinin aynı bölük kırtasiyeci, siyasi, gazeteci, kamu görevlisi ve sivil vatandaşlara yönelik kişisel bilgileri kaydedip Oktar’a sundukları, bu verilerin arşivlenmiş şekilde koruma edildiği kaydedildi.

Örgüt elebaşı Oktar’ın, “örgüt yöneticiliği”, “FETÖ silahlı terör örgütüne müzaheret”, “panel yahut askeri casusluğa teşebbüs”, “işkence”, “kişiyi hürriyetinden yoksun terk”, “patadak aşkın kişiyle birlikte ansızın fazla öğün çocuğa cebin tensel istismar”, “eşeysel saldırış”, “seksüel saldırıya teşebbüs”, “ferdî verilerin kaydedilmesi”, “tehdide azmettirme” suçlarından 232 sene 9 aydan 1198 yıla büyüklüğünde hapsi istendi.

Teşekkül yöneticisi konumundaki başka sanıklar Tarkan Kısık, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Sağanak Felek, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Yeliz Sucu, Ayşegül Hüma Babuna ve Fatma Ceyda Ertüzün’ün de benzer suçlardan cezalandırılması maksut mütalaada, 71 tutuklu sanığın mevcut hallerinin devamı talep edildi.

Davanın geçmişi

İstanbul 30. Okkalı Ukubet Mahkemesi, 11 Eş 2021’bile açıkladığı kararında, örgüt başında olmak suçundan yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Güç, Mehmet Noyan Orcan, Bora Baht, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Akkuş, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna’ya ayrı ayrı 9 bin 803 yıl 6 kamer hapis cezası verilmesine hükmetmişti.

Mahkeme 107 sanığa “teşekkül üyeliği” suçundan 4 sene 6’şar kamer, 20 sanığa da “örgüte organ gelmek”, “gerçeğe aykırı mülk arz”, “örgüte yardım ika”, “suçluyu kayırma”, “ruhsatsız zırh taşıma” ve “zılgıt” suçlarından 1 sene 8 aydan 11 yıl 3 ayak tabanı büyüklüğünde mütebeddil sürelerde cezaevi cezası vermişti.

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan 12 sanığa “örgüte örgen doğmak” suçundan 11’er kamer mahpushane cezası veren murafaa, bu sanıklarla ilgilendiren hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı.

Sanık Mustafa Kuşçu, Ozan Süer ve Turgut Aksu’nun tahliyesine karar veren duruşma, Batur Köseoğlu üzerine tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı.

Sanıklardan 3’ünün umum suçlardan beraatine hükmeden duruşma, tutuklanmadan sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Garaz Akkuş ve Bahir Tanık’ın tutuklanmalarına karar vermişti.

Bir bölük sanıkların gâh suçlardan beraatini kararlaştıran astronomi, 80 sanığı ise çeşitli suçlardan 3 sene ile 36 sene beyninde mütebeddil cezaevi cezalarına çarptırmıştı.

İstinaf Mahkemesi kararı bozmuştu

İstanbul Havza Adliye Mahkemesi 1. Ukubet Dairesi ise Adnan Oktar kombinasyon yanlışlık örgütüne müteveccih aralarında Oktar ve teşekkül yöneticilerinin dahi bulunduğu 84’ü vakfedilmiş 215 maznun karşı evcil mahkemece verilen hükmü usulden bozmuştu.

İstinafın tahrip kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri süre ve haklarındaki hükümlerle ait tağyir nedenleri dikkate alınıp tahliyelerine değişmeyen verilmişti.

Alınan kararda, suç örgütü lideri Oktar, Alev Babuna, Aylin Akkuş, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Felek, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Bay Saka, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Bayram, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yoğun, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy’un ise mevkufiyet hallerinin devamına hükmedilmişti.

İstanbul Toprak Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Altını Başsavcılığı dahi tahliyelerin “asıllar ve yasaya marjinal” olduğunu belirterek sanıklar üzerine tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti.

İtirazın reddedilmesinin peşi sıra Başsavcılık, ayrımsız dip duruşma olan 2. Ceza Dairesine baştan itirazda bulunmuştu.

İtirazı değerlendiren İstanbul Mıntıka Adliye Mahkemesi 2. Ukubet Dairesi, tahliye edilen 68 sanıktan 61’i hakkında “eşeysel saldırış” suçundan tutuklamaya müteveccih yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.

Haklarında yakalama kararı çıkarılan 61 sanıktan 50’si tutuklanmış, sevgili dosyası evvel basamak mahkemesine gönderilmişti.

Share: