Osmaniye selen | CHP Genel Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Osmaniye’de konuştu Açıklaması

CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin hızlı hızlı büyümesi, kalkınması lazım. Bölgesinde önder, aktif, sözü dinlenen bire bir devlet olması geçişsiz. Şayet bunu yapamazsak sorunlarımızı çözemeyiz. Şef olmanın yolu üretmekten, kişi başına milli geliri artırmaktan, istihdam yaratmaktan bedii.” dedi.

Kılıçdaroğlu, kentteki bire bir düğün salonunda yetinme önderleri, sivil topluluk kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla buluşmasında, ülkede her an mütezayit sorunlar olduğunu savundu.

Gençlerin gelişim bulamadığını tamlayan Kılıçdaroğlu, “O devir tıpkısı çıkışa ihtiyacımız var. Var olan sorunları çözmeye ihtiyacımız var. Bunu fasletmek için da yoz ülkeye bakım etmeyi rastgele şeyin önüne taşıyan bire bir siyasal anlayışa ihtiyacımız var. Yani cebini yemlemek için iktidar olmaya değil, halkın cebi dolsun diye savaş eden insanlara ihtiyacımız var.” diyerek konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına hareketli bire bir iradeyle çıkılması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin bir anda büyümesi, kalkınması geçişsiz. Bölgesinde alemdar, zihayat, sözü dinlenen aynı talih olması geçişsiz. Şayet bunu yapamazsak sorunlarımızı çözemeyiz. Şef olmanın yolu üretmekten, adam başı milli geliri artırmaktan, istihdam yaratmaktan bedii. Eğer milyonlarca sevimli gelmiş, bizim bu kadar işsizimiz varken onlar üstelik bizim ayrımsız şekliyle yanımızda duruyorsa yani sığınmacılardan kortej ediyorum, yani Suriyelilerden meze ediyorum. Onlara bile atlatmak, hisse senedi veriyoruz. Istifham şu; Suriyeliler buraya niçin geldi ve Suriyeliler buradan kuşkusuz gidecek? Bu sorunun cevabını panel iktidarın, devleti yönetenlerin vermesi lazım. Bu sorunun cevabını vermiyorsa sizin onlara fazlalık fikir ita hakkınız yoktur arkadaşlar. Bakın bu büyüklüğünde berrak, bu kadar kemiksiz söylüyorum. Ben kendi insanımın ilk karnını doyurmak zorundayım. Benim insanımın karnı önceki meşbu olacak. Benim insanım ilk aksiyon bulacak. Bu olmadığı takdirde sorunumuz artar.”

“Erdemli ürem belasından esnafı ve çiftçiyi kurtaracağız”

Kılıçdaroğlu, Osmaniye’nin fıstık üretiminde ülkede büyük konumda olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin zirai üretime henüz aşkın önem vermesi gerektiğini ifade etti.

Salgının, tarımın stratejik bire bir göz olduğunu gösterdiğini tamlayan Kılıçdaroğlu, Budun İttifakı adına iktidara geldiklerinde çiftçilere müteveccih yapacakları çalışmaları anlattı.

CHP Umumi Başkanı Kılıçdaroğlu, esnaf ve çiftçinin toplumdaki önemini dile getirerek, “Esnafın birlikte icap bankalardan lüzum esnaf kefillik kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Bakın burada Kavim İttifakı’ndan arkadaşlarım dahi var. CHP’nin Genel Başkanı adına bile ben gayet yalınlık ve kemiksiz rapor ediyorum; bu repo belasından, efdal ürem belasından esnafı ve çiftçiyi kurtaracağız.” sözlerini sarfiyat etti.

Romanlara laf olan Çukurova’yı dünyanın bildiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, toprak bazlı istihsal planlaması yapılması gerektiğine dikkati çekti.

Kılıçdaroğlu, Tarım Kanunu’nun 21. maddesine değinerek, “2006’da sâdır bir kanun. Bu yıl, yani 2022’bile çiftçiye 134 bilyon lira müzaheret yapması geçişsiz. Kanuna bakarak yapılması lazım. Şu ana kadar yapılmadı. Yapılan 30-35 bilyon teklik. Yani Türkiye’üstelik eken, üreten çiftçinin 100 bilyon lira tıpkı alacağı var, var olan hükümetten. Kanunun 21. maddesi diyor ki; ‘Çiftçiye herhangi bir sene milli gelirin yeryüzü az yüzde 1’i oranında destek verilir’. Verilebilir değil, verilir diyor. Veriliyorsa vereceksin ama vermediler. Burada gösterişli bir sorun adına karşımızda duruyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Çiftçiler için “al süt” uygulaması

Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilere KDV’siz ve ÖTV’siz süt desteği verilmesi gerektiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çiftçiler amacıyla ‘kırmızı mazot’ uygulaması düşünüyoruz. Yani çiftçiye KDV’siz ve ÖTV’siz süt verilecek. Diyeceksiniz kim KDV’siz ve ÖTV’siz mazot kimlere veriliyor? Yatınız varsa, domuzuna tıpkısı yatınız varsa, denizde evire çevire gezmek istiyorsanız, tatile başvurmak istiyorsanız, adalara gidip gitmek istiyorsanız, bitişik ülkelere gidip müracaat etmek istiyorsanız deniz tarafından yatınız varsa gidersiniz. Yata mazot ÖTV’siz ve KDV’siz verilir. Çiftçiye? Maraba herhalde traktörüyle gidip, turistik seyahat yapmıyor. Tarlaya gidiyor. Üretecek, tohum. Haydi diyelim ki mazot haddinden fazla pahalı oldu. Şehirde zihayat arabasına binmez. Uray otobüsüne, metroya biner ama maraba tarlasını beklemek zorundadır. Çiftçiye ÖTV’siz ve KDV’siz mazot verilecek. Nedeniyle çiftçi ‘kırmızı süt’la tanışacak.”

Şanlıurfa’ya gittiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Şunu söyledim; ‘Şanlıurfa’nın Büyükşehir Uray Başkanlığını bize verin önümüzdeki seçimlerde, Şanlıurfa’dahi hep çiftçilere elektriği meccani vereceğim’. Bu sözü verdim. Epey. Allah’ın güneşi karşılıksız. Yapacağınız paneller… Bambaşka tıpkı şey namevcut. Haricen gelmiyor.” diye konuştu.

Köylere yönelik çalışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, “Köylerimizde şüphesiz devletin bire bir görevlisi, bir önder varsa bire bir şekilde bilcümle tarım yapılan yerlerde, hayvancılık varsa veteriner, eğer toprakla uğraşılıyorsa tarım mühendisi, ekincilik teknisyeni olacak.” dedi.

Muhtarlara apotr personel önerisi

Kılıçdaroğlu, bu topraklarda yapılan önce seçimin 1833’bile Kastamonu Taşköprü ilçesinde yapılan bir muhtarlık seçimi olduğunu anımsatarak, bu sebeple muhtarların “demokrasinin mesnet” olarak adlandırıldığını aktardı.

Muhtarların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu görüşleri paylaştı:

“Halkın oyuyla mevrut, seçilen muhtarın güçlendirilmesi lazım. Eğer muhtarlık kurumunu güçlendirirseniz demokrasiyi üstelik güçlendirmiş olursunuz. Ego, ‘Muhtarlara birer koruyucu personel vereceğim’ dediğim ant afet kopmuştu. Ne kıran kopuyor? Yani muhtarın birlikte cevaz alıp tıpkısı yere gidip tıpkısı dinlence ika şansı namevcut mudur? Muhtarın da genişlik azından komşu ile veya Ankara’ya gitme hakkı bulunmayan mudur? Yani kapattığın ahit orada birisi durmayacak mı? Bu büyüklüğünde işsiz varken ne olmasın? KPSS’ye girer, gelir benzeri gönül peki. Muhtar değişir, seçime girer, başka bir kocabaşı gelir, bütün o bürokratik işlemleri o arkadaşımız eskimemiş muhtara anlatır. Hem istihdam yaratıyorsunuz hem kurumsal tıpkı çatı yapıyorsunuz. Muhtarın, muhtarlığın ayrıca benzeri bütçesinin olması lazım. Buna dahi dediler; ‘Efendim elbette tamam bile muhtarın bire bir bütçesi olur?’ Niye olmasın? Hepiniz burada oturuyorsunuz değil mi? Belediyeye yurt vergisi da ödüyorsunuz değil mi? Ödüyorsunuz. Emlak vergisi ödeyen hayat muhtarı seçiyor mu? Seçiyor. Bir yurt vergisi ödeyen kişi şehremaneti başkanını seçiyor mu? Seçiyor. Gayrimenkul vergisini ki topluyor? belediye başkanı topluyor. Yüzde 1’ini muhtara verseniz ne evet? Çünkü, kocabaşı vatandaşın en bayındır ulaştığı kişidir.”

“Sancak ve vatan bizim kırmızı çizgimizdir”

Osmaniye’nin ulusçu duygusunun çok hararetli olduğuna dikkati çekici Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Esasta seçkin birimiz milliyetçiyiz filhakika. Bizim 6 okumuzdan biri milliyetçiliktir. Vatanı ve bayrağıyla sorunu olmayan herkesin benim başımın üstünde yeri var. Ki olursa olsun, ne görüşten olursa olsun seçkin insana çekinmek duyarım. Yeter ki bayrağıyla ve vatanıyla sorunu olmasın. Simge ve yurt bizim al çizgimizdir. İktidar olduğumuzda bu eke ordumuzun elinden alınıp Katar’a verilen tank palet fabrikasını bir hafta ortamında alacağız ve onu tekrar muhteşem ordumuza vereceğiz. Bizim milliyetçiliğimiz neymiş milliyetçilik değil, özünde milliyetçiyiz, gönülden milliyetçiyiz. Sen pekâlâ tamam bile Avrupa’nın sunma iri tank palet fabrikalarından birisini, değeri 20 milyar dolardır, alacaksın Katar’a vereceksin. Münasebet veriyorsun? Hangi gerekçeyle verdin. Benim dışımda itiraz eden var mı? O antlaşma hastalık fikir veriyorsunuz? Kusura bakmayın bu soruyu kritik etmek zorundayım. Illet oy veriyorsunuz?”

Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, erk olduklarında bütün askeri hastaneleri baştan orduya vereceklerini belirterek, “Şu soruyu sav; ‘Hangi gerekçeyle ordunun elinden hastaneler alındı’. Bana çıkıp benzeri Allah’ın kulu söylesin. Ben bugüne büyüklüğünde bu soruyu defalarca sordum. Cevabını alamadım. Sevgili, buraya milletvekili geliyor. ‘Arkadaşlar bu hastaneleri ne kapattınız’, ‘Neden ordunun elinden aldınız’.” dedi.

Suriye tezkeresine “faydalı” deme nedenlerini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle bitmeme etti:

“Size dirimsel derler şişman ihtimalle zaten, ‘bunlar yıldırı örgütüyle beraberler o nedenle yıldırı örgütünü destekliyorlar, o nedenle bu tezkereye yarayışlı dediler’. Size gerçeği söyleyeyim, zat topraklarında ecnebi tıpkısı askerin postalını talip tıpkı arkadaşımız var mı? Namevcut. Tığ dahi istemedik o nedenle ‘faydalı’ dedik. Terörle uğraş üstüne hükümet isterse Cumhurbaşkanlığı isterse ecnebi askerleri davet edebilir. Hangi etmek yabancı askerleri davet edelim? Sordum. Hem Sayın Bahçeli’ye sordum hem Sayın Erdoğan’a sordum. Ne ecnebi ülkenin askerini terörle savaşım konusunda Türkiye’ye çağırma edeceğiz? Şu temel büyüklüğünde tek yanıt namevcut.”

“Ülkenin gençleri çaresiz”

Teknoloji ve ilişik altın im üretimine yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, kullanılmamış aynı iktisat anlayışına, politikaya ve sanayileşmeye ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının arkası sıra istifham alacağını, katılımcıların sorularını ferah ferah sorabileceğini, tamam sorulara kemiksiz ve açık yanıt vereceğini aktardı.

“Ülkenin gençleri nevmit” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Münasebet çaresiz? Cümle elverişsiz dışına gezmek istiyor. Neden yurt dışına gitmek istiyor? Dünyanın aynı numaralı üniversitesine gittim. MIT’e, Amerika’de. Orada çok sayıda bizim ilim adamı hocalarımız var. Orada çalışıyorlar. Bazıları Türkiye’den kural dışı gitmiş oraya. Yıpranmamış buluşlara imza atıyorlar. Nedeniyle size büyük fariza düşüyor seçimlerde. Çabucak bire bir molekül istiyorum; sandığa gittiğiniz zaman elinizi vicdanınıza koyup, vicdanınızın sesini dinleyin. Ondan sonra rey kullanın. Bakın ‘İlla elkızı CHP’ye verin’ demiyorum. Vicdanınızın sesini, ülkenizi, evlatlarınızı düşünün. Ondan bilahare gidin hangi partiye istiyorsanız düşünce kullanın.”

Güruh, basına tutkun devam etti.

Share: