Meral Danış Beştaş: “Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksinde 180 Talih Arasında 140’uncu Tam. Bu Rakamdan Utanması Gerekenler Sansürü Dayatıyorlar”

HDP Ekip Başkanvekili Meral Danış Beştaş, TBMM Umumi Kurulu’nda görüşmeleri süren “sıkı denetim yasası” teklifiyle ilişik ” Türkiye, matbuat özgürlüğü endeksinde 180 talih beyninde 149’uncu sırada. Bu rakamdan utanması gerekenler sansürü dayatıyorlar. Halkın cebinden çalınan milyon doları gizleyenleri açığa çıkaranları da cezalandırmak istiyorlar. Türkiye’yi gerçeklikten feshetme yasasıdır bu. Biricik patırtılı istiyorlar” dedi. Beştaş, iktidarı “Esas cereyan medyayı ve yandaşı fotokopicisi haline getirdi AKP. Basını böyle görüyor. Nefessiz salıverme yasası, ilzam yasası” sözleriyle eleştirdi.

HDP Takım Başkanvekili Meral Danış Beştaş, TBMM’dahi basın toplantısı düzenleyerek gündeme ait değerlendirmeler yaptı.

Danış Beştaş’ın konuşmasından öne sâdır başlıklar şöyle:

“KATİL KORUNUYOR: Türkiye tarihinde mahkeme salonunda gaz kullanılması menus olduğumuz tıpkı madde değil. Zaman Deniz Poyraz’ın katilinin yargılandığı davada duruşma heyeti oradayken, onlarca kolluk görevlisi varken gaz sıkıldı. Tığ bunu kabul edilemez buluyoruz. Deniz Poyraz’ın ailesi bu davada mağdurdur, müştekidir, müdahildir; HDP bu davanın müdahilidir. Bu yapılan bittabi kim karışan makamına yapılmıştır. Yani katledilen tarafa hem duruşma marifetiyle hem gaddar tarafından yapılmıştır. Maalesef bilcümle bu eş olaylarda olduğu kadar cani korunuyor.

KATLİAM SİYASETİNİN DURUŞMA SALONLARINA KADAR GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR: Bu konuda tarihi ayrımsız cezasızlık politikası var. Zaman dehşet verici bir evolüsyon yaşandı. Cani Itibar Gencer ‘Kapatma iddianamesinde benim bu cinayeti neden işlediğim yazıyor, yama iddianamesini getirin’ dedi. Bu, azmettirenleri esasen ilan etmektir. Biz bütün şunu söyledik; partinin el binasının içine girip bir arkadaşımızı katleden konsept, o tetiği çeken umum, gücünü iktidarın söyleminden ve yürüyüşünden alıyor. Hakkımızdaki biber dolması, asılsız iftiralarla hazırlanan iddianamelerden ve siyasi belgelerden biri olan mantinota davası katliama etmen oldu. Bu yeniden katilin sözüdür. ‘Orada kim olsaydı öldürürdüm, Deniz Poyraz vardı’ dedi. Dava cuma namazı gününe ertelendi ve sav yeri bile değiştirildi. Şakran’a aktarıldı. Zaman yaşananlar yargının içre bulunduğu durumu, HDP’ye saldırıların amacını ve sonuçlarını, iktidarın bütün bunları onayladığını ve desteklediğini, kırım siyasetinin duruşma salonlarına büyüklüğünde geldiğini gösteriyor.

ÖLDÜRÜLMEK İSTENDİ: Milletvekilimiz Sevgili Kusurlu 9 Ekim’birlikte Yüksekova’de tıpkı linçe maruz kaldı, gebertilmek istendi. İnsan öldürmeye eksiksiz girişim fiilinin hep unsurları vardı bu saldırıda. Ankara’nın, İzmir’in, İstanbul’un sokaklarında 20-30 hayat tıpkısı şahsa saldırsaydı, ayaklarını üç yerden kıracak kadar linç etseydi, kafasına coplarla vursaydı şu anda o saldırganlar herif öldürmek suçundan içeride tutuklu olurdu. seçkin olaydan bahsediyorum. Trafik kazası üstelik olsa kasıt var mı yok diye niteleyerek tutuklanmış olurdular. Hangi oldu? Vekilimiz şu anda hastanede, bacağında üç fay var. Faaliyetler edildi ve tedavisi aylarca sürecek. Elan ne olacağını bilmiyoruz. Kalkabilecek mi, yürüyebilecek mi bilmiyoruz. Serencam ne? İçişleri Bakanı elan elhak cürüm işleri bakanı çıkıp açıklamanın demokratik yöntem olmadığını kanıt etti.

BİZİ DENETLEYECEK BIR TANE SÜKÛNET HALKTIR: Ilbay ve İçişleri Bakanı denilen şahsiyet, 9 Ekim’i kınamayı yanlışlık zar etti. Bir protesto hakkını suç ilan etti. Biz size mi soracağız? Ne açıklamayı yapacağımızı, neyi konuşacağımızı, kuşkusuz yöntem yapacağımızı size mi soracağız? Tığ benzeri partiyiz; parti namına siyasetimizi, söylemimizi belirleriz. Bizi denetleyecek olan bir tane yamaç var o da halktır. Biz siyasetimizin doğruluğunu seçimlerde o sandıklara girip girmemeye göre değerlendiririz. Bunu belirleyecek ayrımsız vekil tanımıyoruz, akseptans etmiyoruz.

HALA TEK AYRIMSIZ POLİS TUTUKLANMADI: Şayet ünsiyet devleti, demokratik bir düzen olsaydı gereği hesabına getirilecekti. Bibi bir tane aynı polis hakkında anket namevcut. Bibi biricik tıpkısı polis güçleri tutuklanmadı. Öldürmeye teşebbüsten kortej ediyorum. Bayağı aynı suçtan değil. On binlerce insanın görüş verdiği tıpkı vekilin öldürülmek istenmesinden kortej ediyorum. Kameralar bulunmayan, tığ suçlanıyoruz. İşte bu AKP’nin Türkiye’yi getirdiği tablodur. Bittabi tığ şunu yine söyleyelim Vali Bey’e: 8 kamer kaldı gitmene. Nereye kaçacaksın? Kıtipiyoz cevabını bekliyoruz. Dosyalar tek tek açılacak. Nereye gideceksin? Kalacak bire bir saha bulacak mısın? Biz bunun karşısında yürümeye devam edeceğiz. Direnmeye, mücadele etmeye bitmeme edeceğiz.

ÇİLLER’İN ELİNDE OLDUĞU GİBİ SUİKAST LİSTESİ Mİ VAR ELİNİZDE?: Türkiye’da dizge yıldırıcı car ediliyor. Terörist olup olmama arasında haddinden fazla teferruatlı tıpkısı cızık kaldı çıktı. Muhalifseniz teröristsiniz, iktidardan yana iseniz makbulsünüz. Bu izah derhal izah mucip tıpkısı açıklamadır. Soruyorum, elan birçok kişiyi öldüreceksiniz? Çiller’in elinde olduğu üzere suikast listesi mi var elinizde? Büyükelçinin açıklamasına göre Nagihan Akarsel cinayeti ayrımsız yargısız infazdır. Adaletin ve hukukun olduğu devletler suikast yapmaz, yargılar. Bu, devlet olmanın gereğidir.

BU CİNAYET ULUSLARARASI BİR SUÇTUR: 90’ların faili muhtemelen cinayetleri demincek AKP- MHP tarafından bitmeme ettiriliyor. Bu, Arsıulusal Ukubet Mahkemesi statüsüne göre arsıulusal tıpkısı suçtur ve yargılanmayı gerektirir. Bir Vakitler OHAL valileri vardı cinayetleri sahiplenen, demincek büyükelçiler OHAL valilerinin yerini aldı. Bu cinayetin de takipçisi olacağımızı rapor ediyoruz.

AKP ASIL BAŞARISIZ MEDYAYI FOTOKOPİCİSİ HALİNE GETİRDİ: Sedir gündemine gelecek olursak, sıkı denetim yasası muhalefetimize karşın devam ettiriliyor. Ucube ayrımsız kanun, elle tutulur hiçbir yanı bulunmayan. Temel cereyan medyayı ve yandaşı fotokopicisi haline getirdi AKP. Basını böyle görüyor. Nefessiz tevdi yasası, ilzam yasası. Bu yasayla halktan gerçekleri, yolsuzlukları, rüşvetleri, dolandırıcılıkları, üçer beşer maaşları ayırmak amacıyla getirdiler. Marjinal hakikat basın bunları yazıyordu. Gerçek matbuat hakikatin peşinde olmasaydı, biz Ruhsar Pekcan’ın bakanlıkta neler yaptığını bilmeyecektik. Zehra Taşkesenlioğlu’nu bilmeyecektik. Çete mafya bağlantılarını bilmeyecektik. Bunlar yazılamayacaktı. Kadın katilleri yargılanmayacaktı. Içtimai medyada hashtaglerle tazyik, izah, fon yayınlanmasaydı bunları bilemeyecektik. İşte bu teklifi basın özgürlüğünü özgür anlamda bitirme yasası kendisine planladılar. Türkiye, matbuat özgürlüğü endeksinde 180 talih ortada 149’uncu tam. Bu rakamdan utanması gerekenler sansürü dayatıyorlar. Halkın cebinden çalınan milyon dolarları gizleyenleri açığa çıkaranları de cezalandırmak istiyorlar. Türkiye’yi gerçeklikten ayırma yasasıdır bu. Biricik curcunalı istiyorlar. Bittabi kim seçime hazırlıktır bu yasa. Siyasi ayrımsız hikayeleri kalmadı, yalanlarla aynı kampanya yapmalarının hazırlığıdır. Toplumsal medyayı ağız ağıza susturma yasasıdır. Faşizmi belirtik uygulama yasasıdır.

GERÇEK KARŞISINDA KAYBEDECEKLER: KEZ ülkelerinde benzer yasalar var diyorlar ya, gelişigüzel molekül üzere bu bile dolma. Bu el yalanları Venedik Komisyonu’ndan döndü. Alt Kurul, ziyaretleri sonrasında bire bir açıklama yayınladı. Avrupa’daki aranjör yasalara benzemediğini, anlatım özgürlüğünü engellediğini, onlardan farklı kendisine hapis cezası öngördüğünü, AİHS’in 10’uncu maddesine karşıt olduğunu, otosansüre sebep olacağını ve cezanın orantısız olacağını düşündüklerini söyledi. Kendisi çivi başına dezenformasyon olan bu yasayı reddediyoruz. Muhalefetimizi sonuna büyüklüğünde sürdüreceğiz. Partimizin, muhalefetin, halkın, basın emekçilerinin, hür basının itirazı var. Gerçeklerden yana olanların itirazı var, Venedik Komisyonu’nun, AİHM’in itirazı var. Bu yasayı yemeden içmeden AKP ve MHP istiyor, kişi iktidarlarını bitmeme ettirmek amacıyla. Korktukları hakikatleri çalmak istiyorlar. Topluma elan fazla gocunmak unutmak üzere bu yasaya gerekseme duyuyorlar. ‘Bu yalanların gereğini yapın’ diyorlar bir zamanda. ‘Biz söylüyoruz siz dahi yazın, ona göre manşet atın, 10-15 gazete bir manşetle çıksın, yegâne curcunalı olsun’ diyorlar. İşte Abdulkadiroğulları Alo Fatih’ten sonradan imdi gelişigüzel bölüm gereği yapılıyor, bahis bahis yazılıyor. Bunun sabah yeli kaynağı tabiatıyla Abdülhamit dönemi. Matbuat niçin bunu akseptans etsin? Gerçeğin gücü büyüktür. Mahiyet karşısında kaybedecekler. Bizler kazanacağız, kaynak savunucuları kazanacaklar.

SORUNUN TEMELI ALEVİ İNANCININ BULUNMAYAN SAYILMASIDIR: Son kendisine Alevi meselesinde sözde bire bir açılım yapılıyor. Kullanılmamış tıpkı başkanlık kuracaklarmış. Bu iş Türkiye’nin tarihsel haksızlıklarından bir tanesi. Aynı yol Alevi sorununun temelinde, inanç kimliklerine dayalı tüm vatandaşlık haklarını alıkonulduğu, karşılık yurttaşlık ilkesinin uygulanmadığı yegâne tipçi dümen anlayışı vardır. Sorunun temeli birlikte Alevi inancının namevcut sayılmasıdır. AKP öncesine dayanıyor bu dava. Ama AKP da bunu çok yordamlı bire bir şekilde namevcut saymayı devam ettirmiş, kutuplaştırmayı derinleştirmiştir. Tıpkısı nefret öznesi olarak Alevi kimliğini kullanmıştır.

ALEVİLİĞİ İNKAN BAŞKANLIĞI PEKI: 2 Kürt bakanla Kürt sorununu çözmüşlerdi hatırlarsanız. Ki onlar üstelik Kürtlüklerini kabul etmiyorlar. Kürtlüklerini akseptans etseler bakan olamazlardı filhakika. Kürtler rastgele madde olanaklı ama Kürt imkânsız. Şimdi bile Cemevi Başkanlığı ile Alevi sorununu çözdük diyorlar. Bu riyaset ancak ve fakat Aleviliği inkar başkanlığı kabil. Alevilerin bu ülkenin ana dinamiklerinden biri olduğunu, hakları ve talepleri olduğunu, bunun karşılanması üzere on yıllardır tıpkısı uğraş yürütüldüğünü, bunun sulandırıldığını ve namevcut sayıldığını, bu düşüncenin tekçi, inkarcı ve asimilasyoncu olduğunu ve böyle değerlendirdiğimizi izah etmek istiyorum. Alevilerin talepleri kesinlikle yasal güvenceye alınmalıdır.”

“MESAI VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI DIŞINDA HİÇBİR PARTİ İLE BİRLİKTELİĞİMİZ YOK”

Murat Karayalçın’ın “6’lı masadan ayrı birlikteliğimiz, görüşmelerimiz devam ediyor” sözleri konusunda yöneltilen soruya Danış Beştaş, ” Bizim Mücahede ve Hürriyet İttifakı dışında hiçbir parti ile birlikteliğimiz bulunmayan. İttifakımız birlikte anlaşmamız birlikte namevcut. Biz hep partilerle zamanı geldiğinde görüşürüz elbette. Amma bu intihap odaklı aynı ülfet değil” dedi.

“MECLİS’İ HANGI BÜYÜKLÜĞÜNDE ÖNEMSEDİKLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”

Sansür kanun teklifinin TBMM Genel Kurul’daki görüşmeleri sırasında AKP’lilerin gelmemesi ve güruh yeter sayısının sağlanamamasıyla ilgilendiren istifham konusunda Danış Beştaş, “Bu gerçekte bu yasaların kendi grupları marifetiyle dahi bilinmediğini, haddinden fazla bile önemsenmediğini, vakit kaybetmeden ’emir talimat’ zinciri ortamında bu kanunların oylandığını ortaya koyuyor. Şu anda Türkiye’bile herkesin ilgilendiği, zaaf ettiği, tehlikeli benzeri muhalefetin olduğu kanun tasarısında birlikte kudret grubunun celse çoğunluğunu bulamaması onların bu meseleye nasıl yaklaştıklarını, Divan’i ne kadar önemsediklerini ortaya koyuyor. Matbuat özgürlüğü üzerine yapılan muhalefetten artış hoppadak özlük işlerini strateji ettiklerini gösteriyor” yanıtını verdi.

Share: