Din İşleri Başkanı Şanlı Erbaş, “Malazgirt Meydanı, yurt ve mukaddesat sevdasıyla seferden sefere, zaferden zafere koşan muazzez milletimizin Anadolu’nun kapılarını İslam’a açtığı yerdir.” dedi.

Malazgirt Milli Parkı’nda cuma namazı namazını kıldıran Erbaş, irat ettiği hutbede Malazgirt Zaferi’ni anlattı.

Müslüman Türk ordusunun 951 yıl geçmiş Malazgirt Meydanı’nda cuma namazını kıldığını hatırlatan Erbaş, o çevrim cuma namazı hutbelerinde, “Allah’ım İslam’ın sancağını yükselt, hayatlarını sana kulluk için feda fail mücahitlerini yalnız salıverme. Sultanımızı ve yetişkin ordumuzu düşmanlarına yenmiş kıl. Askerlerimizi meleklerinle destekle, onlar senin rızanı yolmak üzere varını, canını ve temas şeyini feda etmekten sakınmıyorlar. Sen onları koru ve düşmanlarını birlikte kahret.” dualarının yapıldığını aktardı.

Erbaş, Sultan Alparslan’ın cuma namazı namazını kıldıktan sonradan “Ölürsem kefenim olsun” dediği beyaz elbisesiyle askerlerinin karşısına çıkarak, “Ben, Müslümanların camilerde bizim amacıyla yakarış etmekte oldukları bu saatlerde düşmanın üzerine başlamak istiyorum. Galip gelirsek dilek ettiğimiz serencam gerçekleşmiş olur, yenilirsek martir yerine cennete gideriz. Bugün burada ne emreden tıpkısı Hükümdar hangi bile buyruk düzlük bire bir asker var. Ego bile içinizden biri kendisine sizinle gelişigüzel savaşacağım. Benimle karışmak isteyenler ardımdan gelsinler, istemeyenler serbestçe et kafalı dönebilirler.” dediğini anlattı.

Din İşleri Başkanı Erbaş, şöyle devam etti:

“Şu anda tıpkı inan, aynı mefkure ve bir şuurla bulunduğumuz Malazgirt Meydanı, yurt ve mukaddesat sevdasıyla seferden sefere, zaferden zafere koşan eren milletimizin Anadolu’nun kapılarını İslam’a açtığı yerdir. Ecdadımızın Anadolu’muzu bize ebedi vatan kıldığı hümayun bölgedir. Bizler değme sene bu ayda tarihimize nitelik vuran birçok benzersiz zaferleri hatırlarız.

Geçmişteki zaferleri el etmenin, ecdadın hatırasını yaşatmanın ve gelecek nesillere aktarmanın eşsiz olduğunu dile getiren Erbaş, tarihin yüklediği sorumlulukların idrakinde olmanın, insanlığın iyiliği, huzuru ve barışı üzere gerekenin yapılmasının, olgun, iktisat ve uygulayım bilimi alanlarında her çeşit üstünlüğü çekmek için çalışmanın bundan elan yüce olduğunu vurguladı.

Ali Erbaş, “Değme cins maddesel ve manevi kuvvetlerimizi geliştirerek vatanımızı, ırz ve namusumuzu, tekmil lahut değerlerimizi müzaheret etmek için mücadeleye, şehitliğe, gaziliğe anbean hazır olmalıyız. Ancak o ahit heybetli ecdadımızın emanetine gerçekten cemaat çıkabiliriz.” ifadelerini kullandı.