MUHAMMET FATİH BAŞCI
Gelecek Partisi Umumi Başkan Yardımcısı Feramuz Yüksek, “Bu memleketin 85 milyonunu ahi etmemiz lazım. Hiçbir kesimin hiçbir yöresini birbirinden ayırmadan memleketin ciharıyek tarafını geziyoruz. Maatteessüf insanlarda dayanılmaz tıpkı fütur hakim olmuş, gelecek kaygısı bilge ergin. Çocuklarımız ülkeden soğumuş. Yapılan bütün araştırmalarda yüzdelik 75’i, ülkenin dışında tıpkısı ati arayışı içerisinde. Zorluklarımızı biliyoruz amma ümidimizi kaybetmeyeceğiz” dedi.
Feramuz Yüksek, bugün Burdur’da Ati Partisi İl Başkanı Eşref Ural’ın düzenlediği kahvaltı programında basın mensuplarıyla bire bir araya geldi. Üstün, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“MAATTEESSÜF İNSANLARDA MÜTHİŞ BİR ÜMİTSİZLİK HAKİM OLMUŞ, ATI KAYGISI HAKİM REŞIT. ÇOCUKLARIMIZ ÜLKEDEN SOĞUMUŞ”
“Bu, seçme öncesi son yaz. Ayrıca hepimiz için, talih için tünelden önceki, köprüden önceki serencam yaz. Bunun kıymetini, önemini bildiğimiz üzere Ati Partisi ekibi kendisine Anadolu’dayız. Gittiğimiz yerlerde devlet başkanlarımız ve teşkilatımızla alay malay yerli problemleri ve sorunları dinliyoruz, onu tartışıyoruz. Onun dışında ülkenin umumi meselelerini tartışıyoruz. İnsanlarımızın içre bulunduğu durumu müşavere ediyoruz ve bunları genel merkezimize rapor ediyoruz. Umumi Başbuğ’ımız ve riyaset kurulumuzla siyasa geliştiriyoruz. Bu memleketin 85 milyonunu cömert etmemiz geçişsiz. Tek kesimin tek yöresini birbirinden ayırmadan memleketin ciharıyek tarafını geziyoruz. Maalesef insanlarda dayanılmaz tıpkısı umutsuzluk hakim reşit, ati kaygısı bilge ergin. Çocuklarımız ülkeden soğumuş. Yapılan bütün araştırmalarda yüzde 75’i, ülkenin dışında ayrımsız gelecek arayışı içerisinde. Zorluklarımızı biliyoruz ama ümidimizi kaybetmeyeceğiz.
“LİYAKATSİZLİKLE OLUŞAN KADROLAR MEMLEKETİ BU NOKTAYA GETİRDİ”
Zaman memlekette yaşanan bilcümle sıkıntıların, 2015-1016 yılında yaşananlara Sayın Başvekil Ahmet Davutoğlu’nun izin etmediği için üzerine çullanan ve zaman Sedat Peker’in diline düşmüş olan, bakanından gazetecisine, bürokratına, hareket adamına, hangi varsa, konusunda üşüşmüş olanların memleketi getirdiği bekçi bu. Verilen mücadeleler neticesinde maatteessüf Ahmet Davutoğlu, gücü bu işlerle savaşım etmeye yetmediği üzere ‘Millet fedakarlık edeceğine, celal fedakarlık edeceğine ego ederim’ dedi ve kenara çekildi. Yekpare tıpkı yörük tavrıydı. Oran sıkıntı, uymazlık görmesin diyerek kendisi sıkıntıya razı oldu. Ama o günden beri bakıyoruz; emeklilerimiz, asgari ücretli çalışanlarımız biliyor, minimum ücrete yüzdelik 30 remiks yapılmıştı başbakanlığı döneminde, şişkinlik yüzdelik 6’ydı, faiz yüzde 5-6’ydı, emeklilere yüzde 10’a andıran bire bir bindirim yapılmıştı. Ihtimal ekonomide gelişigüzel şeyin önünde gittiği tıpkı dönemdi. Ahmet Davutoğlu ayrıldıktan sonradan peyderpey ayrımsız liyakatsizlik; damatla başlayan, devlette benzeri kayırıcı, bacanak, akraba kayırmacılığı ile oluşan kadrolar, liyakatsizlikle oluşan kadrolar memleketi bu noktaya getirdi.
“VALİSİNDEN KAYMAKAMINA, BÜROKRATINA KADAR ARTIK RESMİ İDEOLOJİNİN PARTİSİ HALİNE GELDİ”
Özellikle ‘partili cumhurbaşkanlığı’ sisteminden sonraları daha çok parti, maatteessüf kimin hangi yaptığını bilmediği bir aşamaya geldi. Mazi 21. yapılış yıl dönümü kutlanan partiye bakıyorum, bu gününü kutlayanların muhteşem tıpkı kısmına bakıyorum, geçmişine küfredenlerden oluşan ayrımsız kuzuluk mevrut. Ayrıca yeryüzü bereketli olduğu dönemlerde hakaret edenlerin bugünlerde kutladığı arkaç gelmiş tıpkısı parti. Yani ‘3Y’ ile yolsuzluklarla, yasaklarla, yoksullukla mücadeleye başlandığı bire bir dönemden, bugün ülkenin ayrımsız cumhur reisi bire bir ile gittiği antlaşma valisi de karşılamaya korkar arkaç geldi. Valisinden kaymakamına, bürokratına kadar çıktı resmi ideolojinin partisi haline geldi. Milletin partisi olmaktan çıkıp devletin partisi, resmiyetin partisi haline gelmiş aynı yapıya dönüştü.
“HEP PROBLEMLERİ, MESELELERİ BİLİYORUZ”
Yöntemsizlik derken, memleketin yolsuzluk aşaması derken, önce başta bu yola çıkmışken memleketin yüzdelik 25’i Avrupa üzere yaşıyor, yüzdelik 30’u dünyanın yer geri eksik ülkeleri gibi yaşıyor. Dirimsel dağılımı çözülüm, adaletsizlik bozgunluk. Geldiği noktada, AKP’nin içerisinde bir zamanlar fariza yapmış bilcümle arkadaşlarımızın hayalet kırıklığı yaşadığı, bu kadar cesaret duyan ve bindi veren milletimizin fon kırıklığı yaşadığı aynı ahit yaşıyoruz. Seçkin gittiğimiz yerde ümidin bittiğini, hep algılara karşın milletin AKP ile bağlarını kopardığını görüyoruz. Amma bu büyüklüğünde zorluklara karşın milletimiz ümidini kaybetmeyecek, ümidinin olduğunu bilecek. Biz, sorumluluğumuzu biliyoruz. Çocuklarımızın sıkıntılarını, memleketimizin dertlerini biliyoruz. Bu ülkeyi yönetmiş en üst gönül, seçilmiş birey, Başbakan’ımız. Hep problemleri, meseleleri biliyoruz. Şu anda sunu koskocaman problemimizin liyakatsizlik olduğunu biliyoruz. Bunu hallettiğimiz ahit, ortak aklı kullandığımız zaman ümitsiz olmamızı gerektirecek hiçbir şeyin olmadığını, gücük sürede toparlanmanın olacağına inanıyoruz.”
