Arslantepe Höyüğü’nün UNESCO Yolculuğu Malatya’daki panelde anlatıldı

UNESCO Dünya Mirası Listesi’hangi geren Arslantepe Höyüğü’nün hafriyat başkanı Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli, höyüğün mukaddema farklı isimlerle anıldığını ve sarayda arz muhteşem kişilerin mühürlerinde aslan figürünün bulunmadığını söyledi.

“Melita’dan Malatya’ya Hars, Müzakere, Çağ, Kazı Bilimi, Turizm, Gastronomi ve Moda Günleri” kapsamında “Arslantepe Höyüğü’nün UNESCO Yolculuğu ve Malatya Tarihi” konulu panel Kongre ve Hars Merkezi’nde düzenlendi.

Restelli, panelde yaptığı konuşmada, Arslantepe kazılarında 20’den aşkın darülfünun ile çalıştıklarına değindi.

UNESCO Acun Firez Mirası Listesi’hangi höyüğün sabık yıl alındığını hatırlatan Restelli, “O bize hangi getirdi, bilimsel adına hiçbir molekül. Tığ çalışmaya devam ediyoruz esbak kabilinden. Ziyaretçi ve tanıtım adına biraz değişiyor. Henüz fazla ziyaretçi geliyor, ziyaretçi sayısı artıyor. Arslantepe’birlikte dünyanın geçmiş sarayı duruyor. Devletin kökeni ve sistemini tığ bu saraydan anlatabiliriz dünyaya.” dedi.

Arslantepe’nin geç Hitit döneminde başşehir olduğunu, tepenin isminin birlikte o dönemden geldiğini dile getiren Restelli, şöyle devam etti:

“Çünkü aslan heykelleri tepede bulundu. Tığ o tabakaları çalışıyoruz ve anıtsal binalar buluyoruz. Hitit imparatorluğu döneminde Malatya, Melid, bire bir şehirdi. Hitit imparatorluğu bittiğinde bizim şehir kül bir cesamet oldu. Tığ ona geç Hitit’in devleti diyoruz. Yer çokça o dönemin tabakalarını bulduk. Hattuşaş bize şüphesiz mümasil tavzih etmek istiyorum, orada de kapılarda arslan heykeli var eksiksiz bizimki kadar. Kapılar ve talih duvarları Hattuşaş ve bizimki birbirine mail rölyeflerle. Tarhunza’dan sonradan apayrı biri Melid kralı oldu, Mutallu. Biz husus içine batmış aynı heykel bulduk, o yontu mecmu kimdir bilmiyoruz tığ ona Tarhunza diyoruz ama Mutallu birlikte cins. Zira Tarhunza, Arslantepe’nin serencam kralı değil, ondan bilahare Mutallu var. Şu dakika tüm gür çakozlamak üzere araştırma yapıyoruz.”

Höyüğün aslanla simgeleştiğini ve bu isimle günümüzde anıldığına dikkati çeken Restelli, “Bir Vakitler adı Arslantepe değildi, vaktiyle Melid, Melidiya, Meliddu, yazarken öyle tıpkı anatomi kullandılar. Biz sarayda genişlik büyük kişinin mührüne bakıyoruz orada aslanlar namevcut.” dedi.

Vali Hulusi Atmaca ise haddinden fazla iri emeklerle Arslantepe’nin veri dünyasına kazandırıldığını söyledi.

Kentin medeniyetin beşiklerinden biri olduğunu ve medeniyetin sürecinin Itidalli Doğu’birlikte ortaya çıktığını anlatan Delice, “Mutedil Doğu’yu üstelik Fırat Nehri suluyor, Fırat bile bu topraklardan doğuyor ve Basra Körfezi’hangi kadar de Itidalli Doğu’yu suluyor. Tığ Fırat’ın kaynağındayız, nedeniyle medeniyetin kaynağındayız. Tıpkısı zamanda kentin 921. fetih yılını kutluyoruz. Bu topraklar bir zamanda Türk İslam topraklarıdır. Bin yıldır biz bu topraklara ayrıntı ve irfanla bekçilik ediyoruz.” diye niteleyerek konuştu.

Büyükşehir Şehremini Selehattin Gürkan üstelik kentin tarihiyle ait bilgelik vererek, Battalgazi ilçesindeki Ağılyazı’dahi bulunan Cafer Höyük’ün baraj altında kalması dolayısıyla tam arkeolojik hafriyat yapılamadığını belirtti.

Panele İnönü Üniversite Devir Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Karagöz ile Doç. Dr. Amaç Ensesi Kalın dahi hatip namına katıldı.

Share: